BENİM CENNETİM  

Yazan by: İpek

Kim demiş apartmanda bahçe olmaz diye… Ama benim küçük bir bahçem var. Apartmanda oturmamıza rağmen eğer istersek kendimize bir cennet yaratabiliriz. Balkonumun kenarlarını saksılarla doldurdum. Saksılara biber, domates, çilek, karanfil ve adını bilmediğim bir sürü çiçek ektim. Her gün onların büyümesini izledim. Toprağı delip dışarı çıkmalarında, ilk yaprağında, çiçek verişinde sürekli yanlarındaydım.

Bazen beni kızdırdılar. Çünkü bir yığın para verip aldığım çiçek toprağını sevmediler. Onlara sokak toprağı bulmak zorunda kaldım. Bir ayda bir santim bile boy atmayan biberlerim ve domateslerim sokaktan getirdiğim toprağı görünce inanılmaz güçlendi. Eh, sahiplerine çekmişler. Sarmaşıklarım balkonun her tarafını sarmış durumda. Üst komşumun balkonuna ipler bağlayarak yukarı çıkmasını sağladım. İnanın çok güzel bir manzara. Kumrularım, canım kiracılarım, kırlangıçlarımı da unutmamalıyım. Onlarda bu manzaranın içindeler.

Her sabah uyandığımda ilk iş olarak balkonuma çıkar çiçeklerimle selamlaşırım. Birbirimize günaydın deriz. Biberlerime bakıp, kaç tane biber olduğunu sayarım. Sonra domateslerime bakıp hala çok yeşil göründüklerini söylerim. Karanfillerim görülmeye değerdir. Bir tanesini bile koparamam. Çileğim bu arada bir tane çilek yaptı. Daha çok küçük…

İşin ilginç tarafı ben hiç acı yemem. Ama biberler zehir gibi acı. Aslında onları koparmaya kıyamam. Geçen gün arkadaşım benden habersiz koparıp yemiş. Yüzü pancar gibi olmuştu. Anlayacağınız, ondan biberlerimi korumalıyım…

Şimdi balkonuma çıkıp baktığımda bundan tam dört buçuk ay önce sadece toprak olan saksılarımda şu an rengarenk çiçekler ve sebzelerle dolu olduğunu görüyorum. İnanın bu çok güzel bir duygu. İşte size bir terapi merkezi. Zamanın nasıl geçtiğini, sıkıntı, stres vs. hiç anlamıyorsunuz. İçtiğiniz bir kahvenin, çayın bile tadı değişiyor. Yani yaşama onların canlı renkleri gibi bakıyorsunuz.

Tek sıkıntıları, unutmadan sularını vermem... Onlara sizin yazılarınızdan bahsediyorum. Bazen duyduklarında acı çekiyorlar. Böylece biberlerim daha acı oluyor. Ne yapsın? Dışa vurumu böyle… Bazen duygulanıp bazen de şenleniyorlar. İşte o zaman tüm renklerini saçıyorlar etrafa…

Ve selam olsun, korkusuzca yazan ellere diyorlar…

This entry was posted on 13:02 and is filed under . You can leave a response and follow any responses to this entry through the Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) .

0 yorum

Yorum Gönder