Bu başlığa öyle bir giriş yapmalıyım ki okuyanlar önce ” vay be!” demeli... Ama buna uygun hangi cümleleri kuracağımı inanın ben de bilmiyorum. “Hadi hayırlısı!” diyelim…
Aslına bakarsanız, dinlediğim şarkıda geçiyordu bu sözler… Hani dinlediğiniz bir parçada sadece birkaç kelime dilinize pelesenk olur ya işte aynen bu durumdayım. Dinledikçe, neye umudumun olduğunu sıralamaya başladım. Şimdiye kadar ne çok umutlarım varmış da haberim yokmuş. Umut, yaşamın göstergesi değil midir? Hala yaşadığıma göre bir yığın umudum da olacak demek ki…
İşte ilk umudum…
“Pazar gününe tebessüm ederek, sıcak bir kahve ile başlamayı umuyorum.”
Umutlarımız, ne kadar basit olursa o kadar az hayal kırıklığına uğrarız. Böylece “Umudum kalmadı.” Diye inlemeyiz. “Umut fakirin ekmeğidir.” diye boşuna dememişler! İşte ben de o fakir grubuna girdiğim için ekmeğimi yer dururum.
Ölümle mücadele edenlerin umudu, yaşayabilmek ise bizlerin de umudu yaşamı iyi değerlendirmek olmalı. Ayrılıkları yaşadığım için kavuşmaları umut ettim. Ölümle tanıştığımda bir daha olmamasını değil geç olmasını umut ettim.
Milli piyangodan para çıkmasını, son model arabam olmasını hiç umut etmedim. Olası şeyleri düşünüp, olması için çaba sarf ettim.
Memur umudu, mütevazı olurmuş.
Her canım acıdığında yeni bir umutla yaralarımı sarmayı denedim. Bu sarıp sarmalamalar kimi zaman merhem oldu kimi zaman ise yarama tuz bastı. Bu sefer de duyduğum acının dinmesini diledim.
Umut bahçenizdeki çiçeklerin solmaması dileği ile…
Umudumun tükendiği an öldüğüm andır!
This entry was posted
on 09:42
and is filed under
Deneme
.
You can leave a response
and follow any responses to this entry through the
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
.
umutsuz hayat,kökü alınmış ağaca benzer:P,ya da botoksu gelmiş ama randevusuna gitmemiş sevdalar gibidir umutsuz hayat:)))(ben söyledim)bu söz yüzyıllar sonra söylenebilir,lütfen,dikkatini çekerim:P
kim gelmiş siminya gelmiş :)selam ipek bloğun olmasına sevindim en iyisi yanlız takılmak