TÜİK tarafından açıklanan Haziran ayı TÜFE rakamının 0.36 oranında gerilemesi, memurlara verilecek enflasyon farkı oranın da düşük kalmasına neden olmuş. Bu sebepten ötürü de memura % 0,76 zam vereceklermiş. Valla yazarken bayağı rakam kullandım ama ederi nedir daha onu hesaplayamadım.
Önüne gelen bakana çatıp, saldırıyor. Onun bu olayda ne suçu, günahı var? Suçlu, aleni şekilde elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor. Arkadaşlar, siz bilmezsiniz bu enflasyon dansözünü! Tüm suç onun başının altından çıkıyor. Tam zam verilecek, birden “hoppa!” atlayıveriyor yerlere… Yoksa Sayın Bakanımız, niye zam yapmasın? Fırıldak gibi oynuyor. Tutana aşk olsun!
TÜFE bazında enflasyonun eksi çıkmasında mevsim koşullarının da etkili olduğu söylenmiş. İşte size bir suçlu daha… Sıcaklar yüzünden yangın çıkıyor, susuzluk yaşanıyor da neden enflasyon düşmesin? Hatta bu sıcaklar yüzünden bizim bile tansiyonumuz düşmüyor mu?
Günün yorumu olarak seçtiğim ise “Şükretmesini bilmiyorsunuz! Devletin onca sıkıntısı varken bu kadarına bile razı olmalıyız.” diyen arkadaşımı tebrik ediyor ve alnından öpüyorum. Bu günden sonra maaşımı aldığım anda, “yok!” daha “tıkır, tıkır, tıkır…”diye makineden ses geldiği andan itibaren şükretmeye başlayacağım. Şahsım adına, devletimin bunca sıkıntısı varken para istediğimi düşününce gerçekten çok düşüncesiz bir memur olduğumu hissettim.
Bu utançla tatil gibi şeyleri de düşünmeyeceğime and içiyorum. Devlet baba sıkıntı içindeyken hiç utanmadan tatile çıkmayı, dinlenmeyi nasıl düşünebildim? Ama benim suçum yok ki… Aslında bende biliyorum elimdeki parayla tatile gidemeyeceğimi ancak televizyondaki otelleri görünce birden özeniveriyorum. O an “Bu ülke için ben de çalışıyorum. Aydınlık geleceği yetiştiriyorum. Elimde meşalemle köy, kasaba demeden dolaşıyorum. Onlar gibi eğlenmek benim de hakkım değil mi?” diye bağıran iç sesime kapılıveriyorum.
Sevgili Babacığım, bu sıkıntılı günlerinizde enflasyon denen oynak tansiyonlu canavar yüzünden sizleri suçladığım için özür dilerim. Zam falan istemiyorum. Benim ne haddime ki tatile gidip denize girmek, mehtabı izleyip dinlenmek… Zaten ben görevimi en iyi şekilde yapamamışım. Eğer yapsaydım; bu hesaplamaları yapan ağaç dalları matematiği adam gibi öğrenip doğru hesaplamalar yapardı.
*04/07/2008 de onpuntoda yazmış olduğum bir yazı...
This entry was posted
on 02:37
and is filed under
Eleştiri
.
You can leave a response
and follow any responses to this entry through the
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
.